Üzgünüz ancak sözlüklerimiz cümle çevirisi yapmamaktadır.
WordReference sadece çevrimiçi sözlükler sunmakta olup çeviri yazılımı hizmeti sağlamamaktadır. Lütfen kelimelerin her biri için arama yapın (aşağıda üzerlerini tıklayabilirsiniz) veya daha fazla yardım için sorunuzu forumlarda paylaşın.
Aradığınız tam cümleyi bulamadık.
"people" için olan girdi aşağıda gösterilmektedir.
Ayrıca bakınız:
will |
of |
the
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:
Temel Çeviriler npl (persons) kişiler, kimseler çoğ. i. insanlar çoğ. i. There were lots of people at the beach. Twenty people were injured in the car crash. people npl (inhabitants) halk, ahali i. I call on the people of this town to vote against the measure! Bu kasaba halkını, kanun tasarısının aleyhinde oy kullanmaya çağırıyorum. (the) people npl (citizens) halk i. vatandaşlar, yurttaşlar çoğ. i. The constitution was written by the people and for the people. the people npl (general public) (genel ) halk i. ulus i. He's a leader who likes to address the people regularly. people npl (indefinite group) insanlar çoğ. i. (gayri resmi ) millet i. (gayri resmi ) elalem i. People can be so stupid! people, n countable (nation, cultural group) millet, ulus i. The Romans were a militaristic people. Romalılar savaşçı bir milletti.
Ek Çeviriler people n (subordinates) emrindekiler, emri altındakiler çoğ. i. As a boss he's always indulgent towards his people. people n (ancestors) atalar, dedeler çoğ. i. ecdat i. His people came from Eastern Europe. people n figurative (beings, creatures) (mecazlı ) yaratıklar, mahluklar, canlılar çoğ. i. Be kind to the furry people who share these woods with us. people n informal (relatives) akrabalar, yakınlar çoğ. i. She's having her people over this Christmas. people [sth] ⇒ vtr (populate) yerleşmek f. iskan etmek f. insan yerleştirmek f. They wanted immigrants to come and people the state.
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025:
Temel Çeviriler n (human being) kişi, kimse, şahıs i. Which person are you talking about? The mother or the daughter? Hangi kişiden bahsediyorsun? Anneden mi, kızından mı? person, n (law: natural person) (hukuk ) gerçek kişi i. All companies and persons are subject to the regulation. person, n (law: juristic person) (hukuk ) kişi, şahıs i. All persons having anything to do with this case should remain in court. person n (grammar) (dilbilgisi ) şahıs i. The third person singular of the present tense of "to be" is "is". person n (body) vücut, beden i. She doesn't like it when you touch her person. person, n (literature, theater: character) (edebiyat, tiyatro ) karakter, kişi i. The play is about five persons on a desert island.
Ek Çeviriler person n (philosophy: rational being) insan i. fert, birey i. A person differs from an animal or object in his or her ability to reason. person n with defining word (someone who likes [sth] ) (belirli bir şeyi çok seven kimse ) ... sever i. My colleague is a dog person, but I'm more of a cat person. person n with defining word (someone who is good at [sth] ) (bir şeyi ) çok iyi bilen kimse i. You'll have to ask Jane about that; she's our numbers person.
WordReference English-Turkish Dictionary © 2025: